Network
CİNNAGEN İLAÇ, Türkiye’yi Biyoteknoloji Üssü Yapacak
12 Haziran 2019, Ça
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın (MENA) en büyük biyoteknolojik ilaç firması olan CinnaGen İlaç,2 buçuk yıldır üzerinde çalıştığı ve Türkiye’yi biyoteknoloji üssü yapabilecek yeterlilikte know how’a sahip fabrikasının kapılarını açtı.
İlk etapta 30 milyon dolarlık fiziki ve 70 milyon dolarlık know- how olmak üzere toplamda 100 milyon dolarlık yatırım ile hayata geçen fabrika, Türkiye pazarının ihtiyaçlarını üretmenin yanı sıra 20 ülkeye ihracat yapacak. CinnaGen İlaç’ın 2023 ihracat hedefi ise 100 milyon dolar
Temelleri 1994 yılında atılan sürekli gelişim anlayışının izinden giderek MENA Bölgesi’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üreticisi haline gelen CinnaGen, bugün dünyanın çeşitli yerlerinde sahip olduğu yerel üretim tesisleriyle başarı ivmesini daha da yükseklere çıkardı. 2016 yılında Türk ilaç endüstrisine de adım atan CinnaGen, yüksek teknoloji ve inovasyon kabiliyetini CinnaGen İlaç olarak Türkiye’ye taşıyor. Know -how ve insan kaynağına yatırım yapan firma, Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde biyoteknoloji alanında Ar-Ge merkezi ve üretim tesisini bugün hayata geçirdi. 30 milyon dolarlık fiziki bir yatırım ve ürünlerin teknoloji transferi ile birlikte know-how’ı da dahil ilk etapta toplamda 100 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Bu yatırım ile CinnaGen İlaç, global bir oyuncu ve devamında dünyanın ilk 10 biyoteknolojik ilaç üreticisinden biri olmayı hedefliyor.
600 MİLYON DOLARLIK İLACI ÜLKEDE ÜRETECEK
Fabrikanın faaliyete girmesiyle ilk etapta 150 milyon dolarlık biyoteknolojik ilaç ithalatının duracağını söyleyen CinnaGen İlaç CEO’su Ferhat Farşi, “Türkiye şuan katma değeri yüksek olan ilaçları ihtal ediyor. 1 milyar dolarlık bir biyoteknolojik ilaç ithalatı söz konusu. CinnaGen İlaç olarak fabrikamızın açıldığı bugün bu ithalatın büyük kısmını ülkede üretebiliriz.Bu ilaçların tamamını Türkiye’de üreterek net ihracatçı konumuna gelmek için planlarımızı başlattık. Bunun için anlaşmalarımızı imzaladık. Örneğin Cezayir ile yaptığımız bir anlaşmanın tutarı 3 yıllık 45 milyon dolar değerinde. Kimyasal ilaçların ortalama kutu fiyatı 8 lira civarında ama bizim ilaçların minimum değeri 500 dolardan başlıyor.” şeklinde konuştu.
YENİ YATIRIMLAR GELECEK
Türkiye’de en önemli konunun ihracat olduğunu düşünen Ferhat Farşi, şunları anlatıyor: “Türkiye’de katma değerli ihracatı artırmak gerekiyor.Biyoteknolojik ilacın ihracat değeri, 1 kg için 1 milyon dolar civarındayken, kimyasal ilacın kg başına 17 dolar civarında. Arada çok ciddi fark var. Çünkü know-how oldukça yüksek. Dünyada biyoteknolojiye geçiş olduğu için Türkiye’de bunun için ciddi adımların atılması gerekiyor. Biz kendi adımıza bu adımları hızlı şekilde atıyoruz. Eğer istediğimiz ivmeyi burada yakalayabilirsek Türkiye’de yakında 3-4 fabrika daha kurmayı hedefliyoruz. Burada hem Ar-Ge hem de üretim üssü olarak Türkiye’yi Güney Kore gibi biyoteknolojide çok iddialı bir yere getirebiliriz.”
DAHA AÇILMADAN İHRACATA BAŞLADI
Fabrika açılmadan ihracat anlaşmalarına başladıklarını dile getiren Farşi, “Sri Lanka, Ürdün, Bosna, Senegal, Ekvator, Fas, Katar, Cezayir, Vietnam, Moldova ve Sırbistan ile anlaşma imzaladık. Bunun dışında 12 ülkede görüşmelerimiz devam ediyor. Türkiye’nin jeopolitik konumundan dolayı Avrupa ülkelerine ihraç yapmak hedeflerimiz arasında yer alıyor. Totalde 20 ülkeye ihracat yapacağız. 2023 yılında 100 milyon dolarlık ihracat hedefliyoruz. Bu rakama sadece ihracat değeri olarak bakmamak lazım, bu rakama ulaşmak için ülkemize büyük bir teknoloji transferi yapılacak, ülkemize ithal edilen ürünler azaltılıp, bu ürünleri artık ihraç edebilen bir ülke konumuna yükseleceğiz. “ dedi.
İNSAN KAYNAĞINA YATIRIM
Firma, insan kaynağına çok önem veriyor. Grup şirketlerinde, üretimden en ince detayına kadar yüksek eğitimli 2 bin 300 kişi bizzat faaliyet gösteriyor. Ortalama eğitim düzeyi yüsek lisans olan firmanın zenginliği eğitime verdiği önemden geçiyor. Farşi, “Bünyemizde aşağı yukarı 200 tane doktoralı eczacı bulunuyor. Cihazların başında doktoralı eczacı çalışıyor. Genelde yüksek spesifikasyondaki insanları deney için ya da labarotavurda test yaptırmak için tutmak çok zor. Bunun için düzgün ücret politikası yapılmalı. Mesela protein analizinde, Stanford Üniversitesi mezunu cihazın başında çalışıyor. Bu önemli. Bu şirketin gücü zaten insan kaynağından geliyor. Biyoteknolojideki en büyük en önemli şey insan kaynağı ve tabi know-how’a sahip olmak. CinnaGen’de çok güzel bir ortam sağlanmış durumda. Okullarda ortalaması en yüksek olan öğrencilere CinnaGen Grup burs veriyor ve kendi bünyesine alıyor. Dolayısıyla çalışanlar yüksek eğitimli… Hakikaten firmaya gittiğiniz zaman hissettiğiniz en önemli şey insan kaynağı ve güler yüz. Son derece zeki ve dersini iyi çalışmış bir ekiple çalışıyorsunuz. Bu da insana büyük bir güç veriyor. Türkiye’de aynı şekilde 200 kişiyi istihdam edeceğiz.” şeklinde konuştu. Geçtiğimiz Nisan ayında BioExpo’da başlattığımız sertifika programını genişletip, biyoteknoloji okulu yaratma projemiz var. İlerleyen aylarda daha detaylı olarak bunları konuşacağız.
KANSERDEN MS’E KADAR PEK ÇOK HASTALIK İÇİN İLAÇ ÜRETECEK
Çağın hastalığı kanserden, sinir sistemi hastalığı olan Multipl skleroz (MS)’e kadar birçok hastalık için ilaç üretecek olan CinnaGen İlaç, Ar-Ge çalışmalarına ise 70 milyon dolar bütçe ayırdı. Şirketin onkoloji, romatoloji, hematoloji, yetim ilaçlar ile ilgili yani nadir görünen hastalıklarda kullanılan ilaçlarda, büyüme hormonu, kısırlık tedavisi ve MS hastalıkları için çok zengin bir ürün portföyü bulunuyor. Bunun yanı sıra 12 adet ürün de geliştirilme aşamasında. Hücreden bitmiş ürüne kadar biyoteknolojik ilaç teknolojisini Türkiye’de hayata geçiren şirket, önce Türkiye’de olmak üzere biyoteknolojik ilaçların her hasta için kolay ulaşılabilir bir tedavi seçeneği olmasını hedefliyor.