Teknoloji & İnovasyon
Temizodalarda Kullanılan Aydınlatma Armatürleri
31 Mayıs 2017, Ça
Namık Yener
Temizodalarda aydınlatma armatürleri seçimi ve kullanımı, farklı fikirler dikkate alınarak karar verilmesi gereken bir konudur.
- Armatürler flaş yüzeyli olmalı, böylelikle kolaylıkla silinebilmeli, aynı zamanda toz toplayıcı detayları olmamalıdır.
- Şayet tavanı delerek monte edilecek ise armatüre müdahale teknik oda tarafından yapılmalıdır. Müdahale genellikle arızalanmış ampulün veya sürücü devrenin değiştirilmesi esnasında yapılır.
- Teknik oda tarafında müsait olmaması halinde (teknisyenin ulaşımı açısından) ise zorunlu olarak armatüre temizoda tarafından müdahale edilir. Bu durum genellikle yetersiz yüksekliği olan temiz odalarda karşımıza çıkmaktadır.
- Aydınlatma armatürü, aynı zamanda HEPA kutu montajı için çok delinmiş bir yürünebilir tavan üzerinde artık yürümek mümkün olmayabilir. Hatta bunun için kuvvetlendirilmiş yeni kedi yolları yapılması gerekebilir. Bu ise her yere ulaşmayı da tam olarak çözemeyebilir. Bu yüzden tavanın delinip örselenmesinden imtina etmeli mümkün ise bu iş paneller üzerinde panel imalatçısı firmada yaptırılmalıdır. Böylelikle panel imalatçısı panel üzerinde delme işi yaparken paneli mecburen imalat şartlarında sağlam bir şekilde güçlendirecek imkana sahip olacaktır.
- Aydınlatma armatürleri koruma sınıfı IP 65 olarak seçilmelidir (toz geçirmez ve su püskürtmelerine karşı korunmalı).
- Aydınlatma armatürlerinin transparan ışığı yansıtan plastik veya esaslı olan koruyucu camının kimyasala, solventlere karşı korumalı olması gerekir.
- Aydınlatma armatürlerinde flaman ampul kullanılmamalıdır. Bunların ciddi ısıl kaynak olduğu bilinmektedir, ayrıca ampul ömrü oldukça kısadır (ortalama 2.500 çalışma saati).
- Floresan ampuller, daha verimli olmasına rağmen artık yavaş yavaş kullanımdan kalkmaktadır (ortalama 5.000 – 10.000 çalışma saati).
- Tasarruflu gaz deşarjlı ampullerin ortalama çalışma saati 25.000’dir.
- Led armatürler, son yıllarda armatürler içerisine, floresan armatür formunda yerleştirilerek kullanılmaktadır. Ortalama ömürleri 45.000 çalışma saatine kadar çıkmaktadır. Bu ampuller klasik armatür içine led ampullerin dizilmesi ile yapıldığı için, armatür dışarıdan bakıldığında floresan ampul takılı armatür gibi gözükmektedir.
- Led membran armatürlerin ise ortalama ömürlerinin 60.000 çalışma saati kadar olduğu söylenmektedir (ortaya çıktığından bu yana bu şartlarda kullanım süresi henüz şu an itibarı ile gerçekleşmemiştir. Bu yüzden bu iddia henüz doğrulanmamıştır). Montajı ile tüm temizoda tavan problemlerini çözdüğü için artık temizoda tavanlarını örseleyecek temel bir sorun ortadan kalkmış gözükmektedir.
- Aydınlatma armatürleri ve diğer havalandırma kutularının en büyük dezavantajlarından bir tanesi de, şayet asma tavan kesilerek monte edilmiş ise, asma tavan üzerinde yürünürken üzerine basılması hali için tedbir alınmasını gerektirmektedir. Çoğu zaman asma tavan üzerinde yürüyen teknik elemanlar basarak bu armatürlerin çökmesine sebep olurlar. Bu yüzden aydınlatma armatürlerinin üzerine basılmasını önleyecek tedbir alınması ve işletme esnasında da titizlikle takip edilmesi gerekir.
Aydınlatma armatürlerinin tavan kesilmeden membran şeklinde temizoda tarafından yapılan montajında ise bu endişeye gerek olmayacaktır.
Aydınlatma için ışık ve renk sıcaklığı seçimi
Yeni bir LED lambadan/armatürden nasıl bir ışık bekliyorsunuz? Sarı ışık, sıcak ışık, parlak beyaz ışık? Yeni bir LED lamba (ampul) satın almadan önce bu konuda dikkatli seçim yapmak önemli.
Renk sıcaklığı seçimi
Aslında “kelvin” olarak ifade edilen renk sıcaklığının, kullanıcı için fiziksel ısı ile ilgisi yoktur. Aksine güneşin parlak mavi ışıklarının etkili olduğu yaz zamanlarında gün ışığının renk sıcaklığı soğuk beyaz olarak tanımlanır. Mum ışığının verdiği turuncu-sarı ya da amber rengi ışığı da biz sıcak beyaz olarak adlandırıyoruz. Yapay ışık kaynaklarında renk sıcaklığı genellikle 2500 ila 8500 kelvin derece aralığındadır.
Sıcak beyaz ışık (2500-3300 Kelvin)
2500 – 3300 kelvin renk sıcaklıkları ”sıcak ışık” olarak kabul edilir. Kırmızı, turuncu, sarı ve kahverengi genellikle evlerde kullanılan toprak tonu renklerdir, bu mekanlar için sıcak ışık renkleri uygundur. Sıcak ışık genellikle parlak soğuk ışığa göre daha yumuşak, iyi bir görüş ve rahat bir atmosfer sağlar. Bunun için yatak odaları ve yaşam alanlarında kullanılır.
Doğal beyaz ışık (4000-4500 Kelvin)
Sıcak ışık evlerde genel bir kabul görmesine rağmen, bazı kişiler doğal beyaz ışığı tercih edebiliyor. Doğal beyaz ışık 4000 – 4500 kelvin renk sıcaklığındadır. Yeşil, beyaz ve mavi tonlarla dekore ortamlarda doğal beyaz ışık tercih edilir. Kişilerde ve çalışanlarda enerjik ve ferahlatıcı bir ruh hali yarattığı için ofis ve ev-ofislerde tercih edilir.
Aynı zamanda, 4000 – 4500 kelvin renk sıcaklığındaki ışık detay görmemizi destekler ve nesnelerdeki kusurları daha kolay görmemizi sağlar. Bu sebeple temizliğin önemli olduğu yerler, makyaj odalarındaki aydınlatmalarda faydalıdır.
Soğuk beyaz ışık (5000-6500 Kelvin)
Teknik olarak bakarsak 5000 – 6500 kelvin ışık yaz güneşinin kelvin derecesidir. Yani böyle bir ışıkla aydınlatmada güneşi taklit etmiş olursunuz. 6500 kelvin ışıkta bulunan fazla mavi ışık dolayısıyla gözlerimiz için risk oluşmaya başlar. Bu sebeple bu ortamlarda çok uzun süreler kalmamak gereklidir. Çalışma ortamlarında soğuk beyaz ışık iş verimliliğini artırabilir, konutlar dışında ofislerde, garajda, mücevher mağazasında, deri ve ayakkabı mağazalarında, gümüş objelerin sergilenmesinde, spor alanlarında kullanılır.
Psikolojik olarak sıcak beyaz ışıkta insanın ortam sıcaklığını 1 – 2 derece daha yüksek hissettiği bilinmektedir. Buna bağlı olarak, satış istatistiklerine göre kuzey ülkelerde daha çok sıcak beyaz, ekvator bölgesine yaklaştıkça soğuk beyaz ışık tercihleri artmaktadır. Son bir not, eğer uykusuzluk problemi yaşıyorsanız, seviyor olsanız bile akşamları soğuk beyaz ışık tercih etmeyin, sıcak beyaz ışıkla aydınlanın.
Yazar Hakkında
Namık Yener 1956 yılında Samsun’da doğdu. İstanbul Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi’nde (Yıldız Teknik Üniversitesi) elektrik mühendisliği, İstanbul Üniversitesi’nde ise işletme eğitimi aldı. Uzun yıllar ilaç sektörünün çeşitli yönetim kademelerinde edindiği tecrübelerin ardından Yener & Yener Mühendislik Danışmanlık ve Taahhüt Şirketi’ni kurdu. Halen şirket bünyesinde çalışmalarına devam etmektedir.