Makale
Odalar Ar-Ge ile Temizlenecek, Ar-Ge Daha da Nitelenecek
31 Mayıs 2017, Ça
“Araştırma-Geliştirme faaliyeti yapmak isteyen ancak buna uygun yeri olmayan ya da üniversite ile güçlü işbirlikleri kurmak isteyen firmalar için genelde üniversitelerin bünyesinde kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) ekosistemin önemli oyuncuları olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de son yıllarda birçok kurumsal firma Ar-Ge faaliyetlerini gerçekleştirmek için TGB’lere Ar-Ge merkezlerini taşıyarak devletin TGB’lere sağladığı vergi avantajlarından yararlanmaya başlamışlardır.”
Dr. Onur Tolga Okan
Türkiye son yıllarda Ar-Ge’ye yapmış olduğu yatırımlarla her sektörde önemli bir ivme yakalama ve kendi teknolojisini üreten bir konuma gelme gayretindedir. Özellikle son yıllarda artık sektör olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz “cleanroom” (temizoda) ve “maintenance” (tesis yönetimi) sistemleri, yapılarında ileri teknoloji barındırdığı için Ar-Ge’nin yoğun olarak gerçekleştirilmesi gereken sektörlerden olmuştur. Eskiden sadece kirlilik kontrolü için kurulan kısıtlı sektörlere hizmet veren temizoda sistemleri günümüzde ileri teknoloji tabanlı karmaşık ve Ar-Ge temelli sektörlere (uçak, sağlık, ilaç, uzay, otomotiv, vb.) hizmet vermektedir. Bu nedenle temizoda sistemlerini oluşturan her bir bileşenin de en az hizmet verdiği bu sektörler kadar ileri teknolojili olması kaçınılmazdır. İşte tam bu noktada üniversite-sanayi birlikteliği yapılan bu Ar-Ge’nin nitelikli olması açısından ciddi bir önem kazanmaktadır.
Üniversite-sanayi işbirliğinin inşası açısından akla gelecek en önemli arayüzler son yıllarda büyük önem kazanan “Teknoloji Transfer Ofisleri”dir. Genellikle üniversitelerin bilgi ve Ar-Ge vitrinleri olarak karşımıza çıkan bu yapılar, sadece üniversite-sanayi işbirliğini değil bu işbirliği sonucunda ortaya çıkan somut çıktıların projelendirmesi, fon kaynaklarının kullandırılması, patent hakları ve hatta proje sonucu çıkan ürünlerin tanıtılması konularında da aktif olarak çalışan dinamik yapılardır. Temizodayı oluşturan havalandırma filtresinden ölçüm yapan cihaza, kullanılan malzemeden yazılımına, tasarımından fan sistemlerine kadar aklımıza gelmeyen her bileşen üniversite-sanayi işbirliğinin bir konusu olma potansiyelindedir. Sektörün bu denli yüksek Ar-Ge potansiyeline rağmen hem temizodayı oluşturan donanımların, hem de temizodanın tamamı ile ilgili Ar-Ge yapan firma sayısı yok denecek kadar azdır. Temizoda teknolojileri sektörü genelde temizodayı oluşturan donanımları bir araya getirip montaj halinde yürütmektedir. Ancak bu husustaki birçok olumsuz örnekler de bu yeni oluşan ve ileri teknoloji gerektiren sektöre de darbe vurmaktadır. Bu hususta Metin Kenter’in Cleanroom News gazetesinin Mart 2017 tarihli ilk sayısındaki makalesi oldukça dikkat çekicidir. Kenter bu makalesinde medikal ürünler üreten bir firmanın bir şirket için tasarladığı temizoda sisteminden şu şekilde bahsetmektedir: “Genişçe bir alanın içinde belirli mesafelerde dikilmiş çelik profiller, çelik profillerin üzerine yerin 15 cm üzerinden tavana kadar tek taraflı vidalanmış su kontraplağı, su kontraplağının üzerine yağlı boya ve odanın ortasına asılmış bir filtre fan ünitesi, bu alana girişte bir “atlama bankı”, bankın önünde yapışkan bir mat, kapı olarak PVC perde, perdenin hemen yanında üzerinde “Temiz Oda” yazan bir tabela… İnternette fotoğrafını görmüş ve hemen yapmış. Müşterisi ile beraber kalibre edilmiş bir el cihazı ile partikül ölçümünü de yapmışlardı.”
Aynı makalede Kenter’in şu sözleri sektör için Ar-Ge’nin ne kadar önemli olduğu konusunda oldukça dikkat çekicidir: “Temizodaların sabit şartlarda günün 24 saati ve senenin 365 günü durmadan çalışması gerektiği dikkate alınacak olursa, sadece bir disipline hakim olan bir uzman tarafından değil, proses, iş, personel, malzeme akışına ve temizoda ile ilgili diğer tüm disiplinlere hakim olan temizoda uzmanı mühendisler tarafından tasarlanmış olan tesislerin özellikle rekabetçi ortamdaki işletmeler için ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkar.”
Burada da belirtildiği gibi farklı disiplinlerin ortak çalışması sonucu ortaya çıkacak bu sistemlerin Ar-Ge’sinde hem sektörden, hem de üniversiteden ilgili akademisyenlerin ortak çalışmaları nitelik ve hız kazanacaktır.
Ar-Ge Fonlarını Nereden Bulabiliriz?
Üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek için devlet kaynaklı birçok fon bulunmaktadır. Her fon da kendi içinde kuralları, sürdürülmeleri, başvurma süreçleri, başvurduktan sonra yürütülmeleri konularında farklılıklar gösterebilmektedir. Ayrıca Ar-Ge ile ilgili bazı fonlar tamamiyle hibe, bazı fonların bir kısmı hibe veya bazı fonların da tamamı sıfır faizli kredi olarak verilebilmektedir. Şu anda Ar-Ge’yi geliştirmek için firmalara fon sağlayan kurumların başında Tübitak, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı gelmektedir. Fon sağlayıcı her bir kurumun ortak hedefi; devletimizin ve milletimizin kalkınma ve teknolojik gelişimine katkı sağlamak üzere, belli bir strateji ve amaç için bu fonlar ile teknoloji üreten firmaları desteklemektir. Bu kadar farklı fonlara ve kurumların kendi içindeki farklı stratejilerine rağmen her bir kurumun ortak dikkate aldığı konular da üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmektir. Dolayısıyla Ar-Ge temelli yapılan çalışmalarda firmalar için üniversite destekleri geçmişe nazaran daha önemli bir hal almıştır. Bu kapsamda Türkiye’deki Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) firmaların bu fonlara ulaşmasında, uygun akademisyen eşleştirme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde, proje geçtikten sonra projenin yürütülmesinde ve çıkabilecek olan pürüzlerin giderilmesinde firmalara aktif olarak danışmanlık veren ara yüzlerdir. Yapılacak Ar-Ge faaliyetleri firmaların önceliklerine göre belirlenebileceği gibi, TTO’ların organize ettiği sektöre ya da firmalara yönelik arama toplantıları ile firmaya yönelik projeler belirlenebilmektedir. Bu aşamaların tamamında TTO’lar firmaların yanında güçlü birer ortak olarak durmaktadırlar.
Ar-Ge faaliyetlerini nerede yapabilirim?
Araştırma-Geliştirme faaliyeti yapmak isteyen ancak buna uygun yeri olmayan ya da üniversite ile güçlü işbirlikleri kurmak isteyen firmalar için de genelde üniversitelerin bünyesinde kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) ekosistemin önemli oyuncuları olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de son yıllarda birçok kurumsal firma Ar-Ge faaliyetlerini gerçekleştirmek için TGB’lere Ar-Ge merkezlerini taşıyarak devletin TGB’lere sağladığı vergi avantajlarından yararlanmaya başlamışlardır. Hatta bu firmaların büyük bir kısmı güçlü üniversite-sanayi işbirlikleri ile Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştirerek yüksek katma değerli ürünleri de ticari hayata kazandırmışlardır. Özellikle teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı ve birçok disiplinden insanın bir arada olması gerektiği cleanroom sektörü için TGB’ler sağladıkları birçok avantajları ve Ar-Ge faaliyetinin maliyetlerini düşürmek bakımından önemli yerlerdir. Bölgemiz özelinde de Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (DOKA) hazırlamış olduğu “Doğu Karadeniz Bölgesel Yenilik ve Eylem Planı”nda sürdürülebilir Ar-Ge faaliyetlerine teknik ve mali destek verileceği belirtilmiştir. Karadeniz Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin (KTU-TTO), DOKA gibi paydaşlarla güçlü ilişkileri olduğu düşünüldüğünde bölge Ar-Ge yatırımları içinde önemli bir cazibe merkezi olmaktadır. Bu süreçte bölgeye yatırım yapmak isteyen firmalara KTU-TTO diğer kurumlarla birlikte teknik destek vermeye hazırdır.
Sonuç
Cleanroom sektörü ile tanımlanan alan; tesislerin tıbbi veya endüstriyel faaliyetlerinin yürütüldüğü; tam steril ortam gerektiren her türlü üretim, kontrol, ameliyathane, laboratuvar ve Ar-Ge mekanlarının tüm donanımını kapsayan; yatırım-üretim-yönetim sürecindeki teknoloji, ürün ve hizmet gereksinimlerini; işletme sürdürülebilirliği için gerekli olan bakım, proses ve kalite kontrol, sertifikasyon, risk yönetimi alanlarını ele alan “spesifik bir sektör” olarak ele alınmaktadır. Dolayısıyla teknoloji transferine ve Ar-Ge’ye en uygun sektörlerden biridir. Hatta sektörün Ar-Ge faaliyetlerine direkt hizmet sağladığı da düşünüldüğünde diğer sektörlere nazaran temizoda sektörü Ar-Ge ile ayakta kalacaktır diyebiliriz. Bu haliyle sektörü hem ihracat yapan, hem de değer üreten bir konuma getirmek için sektörün teknoloji transfer ofisleri üzerinden üniversite ile sıkı ilişkilere girmesi çok önemlidir. Bununla birlikte sektör temsilcilerinin her birinin ayrı ya da birlikte Ar-Ge çalışmaları yapabilmesine olanak sağlayan tematik Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin kurulması ile ilgili çalışmalar yapılabilir. Bunların dışında var olan TGB’lere de sektör temsilcileri dahil olabilirler. Böylelikle hem Ar-Ge harcamaları mali olarak azalacak, hem de sektörde rekabet edebilirlik artacaktır. Bu anlamda yaklaşık 62 yıllık bilgi birikimi, kolay ulaşılabilirliği, sahipolduğu teknoparkı ve Teknoloji Transfer Ofisi ile Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin de sizlerin Ar-Ge çalışmalarınızda ortaya çıkabilecek engelleri aşmanızda her daim yanınızda olduğunu belirtmek isteriz. Yerelden, küresele bir Teknoloji Transfer Ofisi olma amacıyla çıktığımız bu yolda yerinizde yapacağınız Ar-Ge konularında ve/veya bölgemize yapacağınız yatırım ve Ar-Ge ile ilgili konularda da sizleri teknik olarak destekleyebileceğimizi belirtmek isteriz.
____________________________________________
Yazar Hakkında
Dr. Onur Tolga Okan 1984 yılında Mersin’de doğdu. Sütçü İmam Üniversitesi Orman Endüstri Mühendisliği bölümünden 2007 yılında mezun oldu. Çeşitli çalışmalar yapmak üzere 2006 yılından Viyana Ziraat ve Doğa Bilimleri Üniversitesi’nde misafir lisans öğrencisi olarak bulundu. Araştırma görevlisi olarak 2009 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne atanan Okan, aynı üniversitede yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. Dr. Onur Tolga Okan 2016 yılından bu yana KTÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nde “Üniversite-Sanayi İşbirliği Modül Lideri” olarak çalışmaktadır.