Makale
ENDOTOKSIN SONUÇLARINA TEMİZODALARIN ETKİSİ
02 Ekim 2019, Ça
Endotoksinler, gram negatif bakterilerin yapısal bir komponentidir. Bakteri duvarında yer alırlar ve lipopolisakkarit yapıdadırlar. Potansiyel olarak toksik etkiye sahiptir. Yani endotoksin durduğu yerde bakteri tarafından oluşturulmaz ancak bakteri parçalanmaya uğradığı anda ortama salınan bir bileşendir.
Endotoksin, varlığı vücut üzerinde oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Yüksek ateş, septik şok, kan kuagülasyonu bunlardan bazılarıdır ve hayati tehlikeye yol açarlar. Bu nedenle vücut içine giren her tür ilaç ve tıbbi cihazda endotoksin varlığı riski beraberinde getirmektedir.
Bunun önüne geçmek için farklı yollar izlenir. İlaç üretiminde özellikle damar içi kullanılan ilaçlarda risk çok yüksek olduğu için en basit hali ile tünel olarak adlandırılan depirojenizasyon fırınları kullanılır. 300 0C’nin üzerine çıkan sıcaklıklar sterilizasyonun yanı sıra endotoksin tehlikesi bertaraf edilir.
Tıbbi cihazda bu duruma daha farklı yaklaşmak gerekmektedir. Çünkü ilaçtaki gibi tüneller tıbbi cihaz üretiminde kullanılamazlar. Metal alaşımlı ürünler haricinde yüksek ısıya dayanıklı ürünler olmadığı için tünel gibi 300 0C’nin üzerinde çalışan kuru hava sterilizatörlerini kullanmakta pratikte mümkün değildir. Dolayısı ile endotoksin ile mücadele üretimle birlikte başlar.
Eskiden sadece damar içine giren ürünlere (şırınga iğneleri, damar içi kataterler vb.) endotoksin analizi yapılırken; artık vücut içinde giren her tür tıbbi cihaz için bu test gerekli hale gelmiştir. Bu testlerden başarı ile geçemeyen ürün veya ürün lotlarının piyasaya arzı büyük riskler taşıyacağı için olumsuz sonuç almamak için bilinçli önlemler almak gerekmektedir.
Endotoksin ile mücadele temiz hammadde ile başlamaktadır. Medical Grade olarak sınıflandırılan hammaddeler üretimine başlandığı andan itibaren hem ürün biyoyükünü artırmayacak ortamlarda hem de biyouyumlu kaynak kullanılarak üretilir. Bu şekilde üretilen hammaddeler temizodazinciri bozulmayacak şekilde ambalajlanır ve hammaddeyi işleyerek tıbbi cihaz haline getirecek firmaya teslim edilir. Ambalajı açılan hammadde çeşitli süreçlerden geçtikten sonra nihai ürün haline gelir. Hammadde ne kadar temiz olursa olsun; tıbbi cihazı üreten firma hammaddeyi nihai ürün haline getirmek için işlemeye başladıktan sonra üründe kirlenmeler kaçınılmazdır. Bu kirlenmeyi en aza indirmek ve daha da önemlisi tehlikeli bir şekilde kirlenmesinin önüne geçmek mümkündür. Burada üreticinin elindeki en önemli iki faktör;temizoda ve eğitimli personeldir.
Standartlara uygun bir şekilde tasarlanmış, tesis edilmiş ve işletilmekte olan bir temizoda hammaddenin ürün olma yolunda izlediği süreçlerde büyük ölçüde koruma sağlayacaktır. Ancak cümlenin başında sıralanan tasarım, tesis etme ve işletme büyük bir titizlikle yürütülmeli; bakım, kalifikasyon ve temizlik süreçleri sıkı takip edilmelidir.
Yapısal açıdan mikrobiyal üremenin en aza indirileceği şekilde tasarlanan bir temizoda da yapılan temizlik işlemi ürünü büyük ölçüde kontaminasyon riskinden koruyacaktır. Ancak burada da yapılan temizliğin etkinliğinin kontrolü ele alınmalıdır. En genel ifade ile temizlik prosesinin geçerli kılınması olarak adlandırılan bu çalışmalarda; kullanılan dezenfektanın etkinliği, kontrollü bir şekilde kirletilmiş bir yüzeyin temizlenme başarısı, yeniden kirlenme süresi, dolayısı ile temizlik sıklığının belirlenmesi gibi parametrelere bakılması ve analizler ile desteklenerek raporlandırılması gerekmektedir.
Temizlik etkinliği aynı zamanda personel içinde yerine getirilmeli ve personelin elinden alınacak örneklerde de bakteriyel yük kontrol edilmelidir. Ancak burada personele bir parantez açmak gerekir. Zira insan doğası gereği başlı başına bir kontaminasyon kaynağıdır. Dolayısı ile ortamı ne kadar temiz tutarsak tutalım her mesai başlangıcında temizodaya giren çalışanlar kirletici etmenleri beraberlerinde içeri getirme riskini taşırlar. Özellikle ellerimiz her yere dokunduğumuz için daha fazla tehlike arz eder. Aynı eller gün içinde üretim sürecindeki ürüne temas edecek ve ürün nihai hale gelene kadar buna devam edecektir. Bu sebeple temizoda içerisinde çalışırken eldiven takmak önemlidir. Sonrasında da etkinliği geçerli kılma çalışmaları ile ispatlanmış olan dezenfektanı kullanmak önem taşır. Yine bu çalışmalar ile ortaya çıkan sürelerde eldivenlerine yenilemeli veya dezenfektanı tekrar uygulamalıdır.
Biyokontaminasyon testlerinde elden alınan sürüntü örneklerinde sadece rutin mikroorganizma sayımı yapmak yeterli gelmeyebilir. Uygulanabilir olan her durumda gram pozitif ve gram negatif bakteri varlığına da bakmak gerekmektedir. Özellikle gram negatif varlığı yazının başında da belirttiğimiz gibi endotoksin için potansiyel kaynak olduğu için kontrolü büyük önem taşır. Kontrol genellikle e.coli için seçici besi yeri kullanılarak gerçekleştirilebilir. E.colibakterisinin seçilme nedeni; söz konusu bakterinin bizim kalın barsağımızda doğal olarak yaşayan gram negatif bir bakteri olmasıdır. Haliyle dışkımızda da bulunur. Kişisel hijyenineolması gerektiği kadar dikkat etmeyen personel tuvalet sonrasında etkin bir şekilde ellerini yıkamazsa bu patojen bakteriyi ellerinde taşıyarak temizoda içerisine sokabilir. Ürüne dokunduğu zamanda kontamine etmesi kaçınılmaz olacaktır.
Burada akıllara bir soru gelebilir; biz zaten ürünleri steril ediyor ve bunu başarılı yaptığımızı da kalifikasyon çalışmaları ile gösteriyoruz. Ürün üzerindeki mikroorganizma patojen olsa dahi ölüyor, peki risk nereden geliyor?
Cevap için yine yazının ilk kısmına dönmemiz lazım. Endotoksin, bakteri parçalanmaya uğradıktan sonra ortama salınmaya başlıyor. Yani biz bakteriyi uygun steril etme yöntemlerinden birisini kullanıp öldürdükten sonra. Dolayısı ile bizim mikroorganizma ile mücadele stratejimiz onu sadece öldürmek üzerine değil, aynı zamanda ürünle bir araya getirmemek üzerine olmalıdır. Bu sebeple de kalifiye olmuş; eğitimleri tam, neye dikkat etmesi gerektiğini bilen ve bilinçli personelin üretimini yaptığı ürünü temizodalar ile olası dış olumsuz etmenlerden korursak bunu büyük ölçüde başarmış oluruz. Bunları sağlamanın yollarını aşağıda adım adım görecek olursak;
- Standartlara uygun tasarlanmış ve tesis edilmiş temizoda,
- Personel eğitimi,
- Temizoda için düzenli bakım ve temizlik sürecinin işletilmesi,
- Kullanılan her tür temizlik ajanı için geçerli kılma çalışmalarının yürütülmesi,
- Biyokontaminasyon analizleri ile yapılan çalışmaların teyidinin yapılması,
- Performans kalifikasyon çalışmalarının düzenli olarak yapılması,
Yukarda yazılmış maddelerin içinden herhangi birisinde aksama olduğu takdirdeendotoksin riski ciddi derecede yükselecektir. Bazı maddelerde (personel eğitimi gibi) bu risk çok yüksek olurken bazı maddelerde daha düşük olacaktır. Yine yukardan anlaşılacağı üzere en büyük riski her ne kadar personel taşıyor olsa dahi temizoda olmadan yapılan üretimlerde personelin tek başında yeterince eğitimli ve bilinçli olması yetmeyecektir. Temizoda koşulları eksiksiz bir şekilde sağlanırsa ancak onu tamamlayan personel ile üründe tam koruma elde edilebilir.
Sonuç olarak baktığımızda; özellikle tıbbi cihaz üretiminde steril bir üretimden bahsediyorsak temizodalar bizim ürün mikrobiyolojik yükünü kontrol altına alabilmemiz için yegâne araçlardır. TS EN ISO 13485:2016 standardını incelediğimizde 6.4.1 ve 6.4.2 maddelerinin dolaylı olarak bu konuya atıf yapan maddeler olduğu da görülmektedir.
ALPER SARI
AYA VALİDASYON AMBALAJ STERİLİZASYON GENEL MÜDÜRÜ